Dünya Çevre Günü’nde, tüm dünyaya emsal olabilecek bir dava: “Temiz Hava Benim Hakkım”
SAĞLIKÜzerinde yaşadığımız dünya, şu an için yaşayabileceğimiz tek gezegen… Onu ve doğamızı elimizden geldiğince korumak sadece bizim için değil gelecek tüm nesiller için hayati önem taşıyor. İşte bu sebeple Birleşmiş Milletler,1974 yılında çevreyi korumak, çevreyle ilgili sorunlara uluslararası alanda dikkat çekmek ve çevre hukukunu geliştirmek adına 5 Haziran’ı Dünya Çevre Günü olarak ilan ediyor. Her yıl kutlanan böylesi önemli bir günde, Türkiye’de temiz hava hakkı için mahkemeye giden ilk insan, doğuştan ”orak hücreli anemi” hastası Abdulbari Koç’un hukuk mücadelesi daha yaşanabilir bir dünya için hepimiz adına umut taşıyor. Çünkü ‘Temiz Hava Benim Hakkım’ davası olumlu sonuçlandığı takdirde iklim mücadelesi açısından, dünya çapında çok önemli bir emsal teşkil edecek.
Üzerinde yaşadığımız dünya, şu an için yaşayabileceğimiz tek gezegen… Onu ve doğamızı elimizden geldiğince korumak sadece bizim için değil gelecek tüm nesiller için hayati önem taşıyor. İşte bu sebeple Birleşmiş Milletler,1974 yılında çevreyi korumak, çevreyle ilgili sorunlara uluslararası alanda dikkat çekmek ve çevre hukukunu geliştirmek adına 5 Haziran’ı Dünya Çevre Günü olarak ilan ediyor. Her yıl kutlanan böylesi önemli bir günde, Türkiye’de temiz hava hakkı için mahkemeye giden ilk insan, doğuştan ”orak hücreli anemi” hastası Abdulbari Koç’un hukuk mücadelesi daha yaşanabilir bir dünya için hepimiz adına umut taşıyor. Çünkü ‘Temiz Hava Benim Hakkım’ davası olumlu sonuçlandığı takdirde iklim mücadelesi açısından, dünya çapında çok önemli bir emsal teşkil edecek.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, 2017 verilerine göre Türkiye’nin birinci, Avrupa’nın ise ikinci en kirli havasına sahip şehri Batman’da yaşayan ”orak hücreli anemi” hastası Abdulbari Koç’un temiz hava hakkı için açtığı ”Temiz Hava Benim Hakkım” davası tüm dünyaya umut oluyor. Çünkü düşük hava kalitesi yalnızca orak hücreli anemi ya da astım hastaları için değil, hepimiz için, nefes alan her canlı için bir tehdit oluşturuyor.
Temiz Hava Benim Hakkım Davası
90 oranında engelli ve tek geçim kaynağı aylık 900 TL olan engelli maaşı olan Abdulbari Koç, Batman’ın kirli havası sebebi ile sık sık ağrılı krizler geçiriyor. Özellikle kirliliğin yoğun olduğu dönemlerde hastaneye ziyaretleri sıklaşan Koç, 2007 yılından bu yana Batman’ın kirli havasının temizlenmesi talebi ile yerel idarelere 100’e yakın başvuru yapıyor ancak hiçbir sonuç alamıyor. Buna karşılık, birkaç yıl önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçe sonucunda polis evini basıyor ve savcı karşısına çıkarılıyor. Koç’un hukuk mücadelesi işte bu olaydan sonra başlıyor. TEMA Vakfı ile iletişime geçen Koç, vakıf tarafından Güleryüz Partners Avukatlık Bürosu’na yönlendiriliyor. Güleryüz Partners gönüllü -pro bono- olarak davayı üstleniyor. Bir yıla yakın süre boyunca konuya çalışıp süreci mahkemeye taşıyor. Koç, hastalığını tetikleyen ve yaşam kalitesini düşüren hava kirliliği ile ilgili gerekli önlemleri almayan Batman İli Valiliği ve Batman Belediyesi Başkanlığı’na 1 liralık tazminat davası açıyor.
Kirli hava nefes alan her canlı için bir tehdit
Araştırmalara göre, dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor ve yılda 8 milyon insan hava kirliliğinin sebep olduğu hastalıklardan etkileniyor. Her yıl hava kirliliğiyle bağlantılı nedenler dolayısıyla, 400 binden fazla insanın yaşam süresi kısalıyor. 2019 yılı Küresel Hastalık Yükü Raporuna göre hava kirliliği yüksek kolesterol ve böbrek yetmezliğinden daha çok ölüm ve maluliyete neden oluyor ve genel risk faktörleri arasında 5. sırada yer alıyor. Batman’daki hava kirliliği ise çok eskiye dayanan ve çözülmeyen kronik bir sorun. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmî açıklamalarında Batman’daki hava kirliliğinin temel nedenleri olarak; enerji ve petrol endüstrisi tesislerinin şehir içinde kalması, anız yangınları ve vatandaşa dağıtılan düşük kaliteli kömür kullanımı olduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporları ise, kentteki kirliliğin başlıca nedenlerinin şehir içinde kalan petrol sanayi tesisleri, ısınma amaçlı kömür kullanımı ve anız yangınları olduğunu ortaya koyuyor.
Dünya çapında emsal teşkil edecek
”Eğer Batman’daki hava kalitesi ölçümlerine bakılırsa, müvekkilimin yılda 155 gün evinden çıkmaması gerekiyor” diyen Avukat Tarık Güleryüz, ‘Temiz Hava Benim Hakkım’ davası ile ilgili son bilgileri şöyle aktarıyor: ”Dünyada açılmış emsal davalar var. Örneğin, İngiltere’de 9 yaşında astım hastası bir kız çocuğunun ölümü sonrası aile Londra Belediyesi’ni mahkemeye verdi. Bu dava, hayatını kaybeden birinin ardından açıldı. Bizim müvekkilimiz 44 yaşında ve henüz hayatta. Bu yönden de bir ilk. Fransa’da benzer davalar var. Ancak bu örneklerde mahkeme ülkedeki hava kirliliğini ve idarenin bundan sorumlu olduğunu kabul etse de hastalıkla hava kirliliği arasında bağlantı bulunamadığına karar verdi. Bu nedenle davanın olumlu sonuçlanması halinde verilecek karar, iklim mücadelesi açısından, dünya çapında çok önemli bir emsal teşkil edecek.”
Change.org kampanyasına destek verin
Abdulbari Koç’un açtığı ‘Temiz Hava Benim Hakkım’ davası için başlatılan imza kampanyasına şu ana kadar 6 binden fazla kişi destek verdi. Orak hücreli anemi hastalarının iyi bakım şartlarında ortalama yaşam süresi ülkemizde maalesef 45 yıl. Abdülbari Koç ise 44 yaşında! Abdülbari Koç belki de temiz hava hakkı için açtığı davanın sonucunu göremeyecek. Ama biz yanında olursak ve herkes için temiz hava hakkını savunursak Türkiye’de ve dünyada çok şey değişecek. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde kendin için ve dünya için bir adım at ve kampanyayı destekle. Çünkü temiz hava senin de hakkın!
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
İlginizi Çekebilir