© Kamusal Haber 2021

Eğitim-Bir-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması Gerçekleştirdi

Eğitim-Bir-Sen 30. yıl ‘Vefa Buluşması’ programı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt, Konya Milletvekili Halil Etyemez, Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Üyesi, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu, Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES) Genel Başkanı Himmet Turgut ve Yönetim Kurulu üyeleri, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, Eğitim-Bir-Sen Şube başkanları, Eğitim-Bir-Sen’in kuruluşunda, büyümesinde, zirveden yeni ufuklara yol almasında ter akıtan teşkilat mensupları ve çok sayıda davetlinin katılımıyla Kızılcahamam’da yapıldı.

Bakan Bilgin: Türkiye’nin demokratikleşmesi süreçlerinde verilen mücadeleye öncülük eden Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ediyorum

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, programın açılışında bir konuşma gerçekleştirdi. Kendisinin de Eğitim-Bir-Sen'in kuruluşundan bu zamana kadar farklı aşamalarında birçok toplantıya katıldığını ifade eden Bilgin, “O dönemin mücadele aşamaları, yeni anayasa, sistem değişimi, Türkiye'nin demokratikleşmesi süreçlerinde karşılaştığımız hangi sorun varsa o sorunlara ben de şahit oldum ki Memur-Sen ailesi, Eğitim-Bir-Sen sahip çıktı ve o mücadeleye öncülük etti. Bu vefayı gösterdikleri için arkadaşlarımızı tebrik ediyor, kutluyorum. Bundan dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır” dedi.

3600 ek göstergeyi çalışanların hakkını, hukukunu ve emeklerini gözetecek şekilde düzenleyeceğiz

3600 ek göstergeyi önümüzdeki hafta içerisinde Memur-Sen ile müzakere edeceklerini açıklayan Bilgin, 3600’ü en adil bir şekilde, çalışanların hukukunu, hakkını ve emeklerini gözetecek şekilde düzenleyeceklerini belirterek, şunları söyledi: “Bizim ağırlıklı olarak sosyal politika tedbirlerini, sosyal politika uygulamalarını yaygınlaştırmamız lazım. Elbette bu sürecin başka problemleri var ama çok şükür biz özellikle toplu sözleşmelerimizde, asgari ücret belirlenmesinde, memur ücretlerinin, emeklilerin ücretlerinin düzenlenmesinde bu konuda Türkiye imkânlarını sonuna kadar zorladık. Önümüzdeki Temmuz’da da yeniden toplu sözleşme, enflasyon farkı ve sosyal refah farkını dikkate alan çalışmaları yapacağız. Yaptığımız toplu sözleşmede çok önemli bir başka şeyi kayıt altına aldık. Önümüzdeki hafta da toplantısını yapacağız, 3600 ek gösterge meselesinin. Önümüzdeki hafta içerisinde Memur-Sen, o toplu sözleşmeye imza koyan sosyal ortağımız olarak o masada olacak, biz orada müzakere edeceğiz. 3600’ü de en adil bir şekilde çalışanların hukukunu, hakkını ve emeklerini gözetecek bir şekilde düzenleyeceğiz.”

Yalçın: Soylu mücadelemizin 30 yılının her anında fedakâr yüreklerin, vefakâr ve cefakâr yiğitlerin emeği vardır

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 14 Şubat 1992 tarihinde, büyük bir umut, yepyeni bir ufukla kurulan Eğitim-Bir-Sen’in gelinen noktada yüz binlerle buluştuğunu, Türkiye’nin en büyük sendikası olduğunu ifade ederek, “Kökleri medeniyetimizin derinliklerine uzanan, dalları insanlığı kucaklayan, gölgesinde mazlumların barındığı hareketimiz 30 yaşına girmiş bulunmaktadır. Bu 30 yılın her anında emeğiniz, alın ve akıl teriniz var. Bu öyle bir hikâye ki, içinde hak ve adalet arayışının zorlu yolu, haksızlığa karşı çıkmanın onuru; millete, ümmete, insanlığa hizmet etmenin huzuru, örgütlü güçle kazanım üretmenin gururu var. Bu hikâye, bütün anlarını, heyecanlarını, varını yoğunu, emek, ekmek ve adalet mücadelesine zimmetleyen yüreklerin öyküsüdür. Soylu mücadelemizin 30 yılının her anında, çağı kurtarma derdinde olan fedakâr yüreklerin, vefakâr ve cefakâr yiğitlerin emeği ve alın teri vardır. Bu davayı öksüz bırakmayanlara, zor zamanda öne atılanlara, mücadeleyi omuzlayanlara, safları sık tutanlara; hak, emek, adalet mücadelesine baş koyanlara selam olsun” diye konuştu.

Eğitim Bir-Sen, asırları aşan bir tasavvurun, medeniyet inşa eden fikirlerin tezahürüdür

Eğitim-Bir-Sen’in bugün Türkiye’nin ve dâhil olduğu bölgenin en büyük sendikası olduğunu kaydeden Yalçın, “En büyük olmanın ötesinde, emeğin hakkını gözetmede, korumada, geliştirmede en doğru sendikadır. Bunun en güzel göstergesi de sayısı yarım milyona yaklaşan eğitim çalışanlarının takdiri, teveccühüdür. Fakat belirtmek isterim ki, biz buralara fikir ve eylem bütünlüğü içinde geldik. Eğitim-Bir-Sen, asırları aşan bir tasavvurun, medeniyet inşa eden fikirlerin tezahürüdür. İdeolojilerini emeğin önüne koyanların, örgütlü gücü çatışma aparatı olarak kullananların, üyelerini ideolojilerinin kurşun askeri sayanların emeği, emekçiyi sömürmesine izin vermedik, vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin en büyük sendikası olmamızın arkasında davamıza, dava arkadaşlığımıza vefada ortaklık var

Mektupla örgütlenmeye çalıştıkları günlerden Türkiye’nin en büyük sendikası sıfatıyla taçlandıkları günlere ulaştıklarını kaydeden Yalçın, “Bu başarının arkasında davamıza, dava arkadaşlığımıza vefada ortaklık var. Sendikacılığın yönünü ve yöntemini değiştiren bu başarının arkasında, adanmışlıkta ve cefada ortaklık var. İdeolojik eğitim sistemine itirazlarımızın karşılık bulmasına, milletin vesayetten kurtulmasına yol açan sendikacılığımızın arkasında gayrette, azimde ortaklık var. Tek tip vatandaş üreten eğitim felsefesine set çekmemizde, eğitim hakkının turnikelerden kurtarılmasında, alın terinde, ödenen bedelde ortaklık var. 30 yıllık tarihimiz, vesayet odaklarına, bürokratik oligarşiye, terör örgütlerine karşı milleti, millet iradesini savunma tarihidir. 28 Şubat zemherisinde, 27 Nisan e-muhtırasında, 6-8 Ekim tezgâhında, 17-25 Aralık kumpasında, 15 Temmuz işgal girişiminde onurumuzla, gururumuzla, mücadelemizle alanlarda biz vardık” şeklinde konuştu.

Emek için müzakereyi ve mücadeleyi tercih ederek yol almaya devam ediyoruz

“Bizi biz yapan değerleri çelik çekirdek belleyerek değerlerimizin ihyası ve geleceğin inşası için” çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan Yalçın, şunları söyledi: “Bunun içindir ki, birlerle başlayan yolculuğumuz bugün yerküre ölçeğinde yankılanıyor. Biz diyoruz ki, bizim mayamız vefa ile yoğrulmuştur. Biz vefa medeniyetiyiz. Medeniyet coğrafyamıza vefa, tarihe vefa, insanlığa vefa, küresel zulme direnen yiğitlere, direnişe vefa gösteriyoruz. Tarihimize, alın terimize, yol yürüdüklerimize, mirasa ve mirası devraldıklarımıza vefa gösteriyoruz. Dünden bugüne, bugünden yarına bu kutlu mücadeleyi omuzlayanlara vefa gösteriyoruz. Düne dair vefanın unutmamak, güne dair vefanın birlikte yol almak, yarına dair vefanın refaha, barışa ve adalete dair ortaklıklar kurmak olduğuna inanıyoruz. Bu anlayıştan hareketle Eğitim-Bir-Sen, din, dil, renk, cinsiyet ayırt etmeyen bütün insanlar için adalet isteyen, zulme karşı dayanışmayı öneren bir mefkûre üzerinde yükselmiştir. Bugüne kadar, korkmadan ve korkutmadan, kimseyi ötekileştirmeden; sataşma, çatışma ve kamplaşma yerine emek için müzakere, mücadele ve pazarlığı tercih ederek yol aldık, almaya da devam ediyoruz.”

Medeniyet kodlarıyla örgütlediğimiz geçmişimizi muhasebe, geleceğimizi inşa etmek için hafızamızı diri tutmalıyız

“Gelecek hafıza üzerine yükselir. Medeniyet kodlarıyla örgütlediğimiz geçmişimizi muhasebe, geleceğimizi inşa etmek için hafızamızı diri tutmalıyız” diyen Yalçın, “Bugün burada hafızamızı tazelemek babında Eğitim-Bir-Sen tarihinden çok kısaca bahsetmek istiyorum. Eğitim-Bir-Sen’in 30 yıllık tarihini dört ana başlık altında toplayabiliriz. Birincisi, ‘Fikirden Aksiyona, Birlikten Sendikaya’ adıyla sloganlaştırdığımız, kuruluştan 4688 sayılı Kanun’un çıkarılmasına kadar olan, 1992-2001 yılları arasını kapsayan dönem. İkincisi, ‘Birlerden Yüz Binlere, Etkiden Genel Yetkiye’ adıyla sloganlaştırdığımız, 4688 sayılı Kanun’un çıkarılmasından Eğitim-Bir-Sen’in genel yetkiyi almasına kadar olan, 2001-2011 yılları arasını kapsayan dönem. Üçüncüsü, ‘Toplu Görüşmeden Toplu Sözleşmeye, Genel Yetkiden Zirveye’ adıyla mottolaştırdığımız, Eğitim-Bir-Sen’in yetkili sendika oluşundan açık ara tek yetkili sendika olarak zirveye yerleştiği 2011-2015 yılları arasını kapsayan dönem. Dördüncüsü ise, ‘Zirveden Yeni Ufuklara, Yeni Ufuklardan Yeni Umutlara’ şiarıyla sürdürdüğümüz, Eğitim-Bir-Sen’in çalışmalarının kapsamının genişlediği, daha organize hâle geldiği, uluslararası boyuta taşındığı 2015-2022 yılları arasını kapsayan dönem. Akif İnan’ın önderliğinde kurulup, antidemokratik süreçlerin güç şartlarını aşarak 4688 sayılı Kanun’un çıkarıldığı günlere erişen Eğitim-Bir-Sen, 2002 yılında toplam 18.028 üyeye sahipti. Var olma mücadelesi, büyük emeklerle yetki mücadelesine dönüştürüldü. Bu dönemin başlarında Eğitim-Bir-Sen, demokratik Türkiye’nin inşası, özgürlük alanlarının genişletilmesi, gasbedilen hakların iadesi için hep ön saflarda yer aldı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim, adaletsiz katsayı uygulaması, başörtüsü yasağı gibi dayatmaların kaldırılmasında ön saflarda hep Eğitim-Bir-Sen vardı. Eğitim-Bir-Sen’in ve Memur-Sen’in öncülüğünde Türkiye’de kamu görevlileri sendikacılığı 2012 yılından itibaren Memur-Sen’in mücadelesinin sonucu ve kazanımı olarak toplu sözleşmeli sendikacılık başladı. 2015 yılından itibaren Eğitim-Bir-Sen, yeni bir paradigmayla çalışmalarının niteliğini daha da artırdı” değerlendirmesinde bulundu.

Değişim ve dönüşüm reformlarının sendikal alandaki öncüsü, bütün bu süreçlerin paydaşıyız

Ali Yalçın, ‘Zirveden Yeni Ufuklara’ mottosuyla daha zinde ve etkili bir teşkilat oluşturma gayreti ve mücadelesi içinde olduklarının altını çizerek, “Eğitim-Bir-Sen’in bir dünya sendikası olması yönünde adımlar atıldı, dünyanın her bölgesinden eğitim sendikalarıyla ortak organizasyonlar gerçekleştirildi. Eğitim-Bir-Sen, Türkiye’nin bütün meselelerine duyarlılığıyla, eğitim çalışanlarının hak ve menfaatlerinin teminatı oluşuyla kuruluş gayesini tam manasıyla karşılayan ve anlamlandıran bir konuma erişti. Hep birlikte yazdığımız, onurla yoğrulmuş, başımızı dik tutan bir hikâyedir bu. Evet, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, Türkiye’nin son dönemine damgasını vuran değişim ve dönüşüm reformlarının sendikal alandaki öncüsü ve bütün bu süreçlerin paydaşıdır. Evet, özlük ve özgürlük mücadelesinde devasa kazanımlar ürettik. Memur-Sen olarak elde ettiğimiz 802 kazanımı kitaplaştırdık, tarihe kayıt düştük. Eğitim-Bir-Sen’in de 82 kazanımını yine bir araya getirdik, onu da tarihe kayıt düştük ama bitmedi, devam ediyor, edecek. Aslolan dünün hafızası, bugünün birikim ve deneyimiyle yarını inşa etmektir” diye konuştu.

Mücadelelerini Türkiye’nin sınırlarının ötesine taşıdıklarını belirten Yalçın, şöyle konuştu: “Bu bağlamda, 2015 yılından bu yana stratejik hedefimizi bütün yerküre olarak belirledik. Çünkü Türkiye’de emek-sermaye bölüşümünü düzeltmek, adil bir bölüşüm zemini tesis etmek için dünyada da emek-sermaye bölüşümünün her tür baskıdan, dayatmadan korunması ve kurtulması gerekiyor. Türkiye’ye dair en iyisini, en güzelini hayata geçirme çabamıza yön veren vefa duygumuzu işte bu yüzden dünyanın bütünü için harekete geçirmeyi görev sayıyoruz.”

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER