"İmam hatipliler kutlu bir mücadelenin sembolü"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 70 yaşında bir çınar olan imam hatiplerin aynı zamanda her adımının sabır, samimiyet ve azimle yürütülen kutlu bir mücadelenin sembolü olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Esasen imam hatiplerin tarihi; milletimizin hak, hukuk, özgürlük ve adalet mücadelesinin de tarihidir. Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur. Millî iradenin üzerine düşen vesayet gölgesi kalktıkça imam hatiplerin de önü açılmış, kapısına vurulan zincirler kırılmıştır. Darbe ve dikta dönemlerinde ise milletimizin kendisi gibi imam hatipler de hedefe, özellikle o tahtaya konularak baskıya uğramıştır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, imam hatiplerin 28 Şubat döneminde vesayetçilerin tekrar hedefi olduğunu, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasıyla ortaokul kısmı kapatılırken katsayı zulmüyle de imam hatiplilerin üniversite hayallerine set çekildiğini belirterek "2011 yılında katsayı uygulamasını kaldırarak bir sene sonra da 4+4+4 sistemiyle ortaokul kısımlarını açarak imam hatiplerin bu fetret devrini, hamdolsun, biz sonlandırdık." dedi.
İmam hatiplerin 3 yıllık lise bölümlerinin 1954'te açıldığını, bu okul mezunlarının okuyabileceği yüksekokul olarak Yüksek İslam Enstitülerinin 1959'da kurulduğunu kaydeden Erdoğan, daha sonra 12 Mart muhtırasında ortaokul kısımlarının kapatılarak lise kısımlarının 4 yıla çıkarıldığını aktardı.
"İmam hatiplerin fetret devrini biz sonlandırdık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatip okullarının 28 Şubat döneminde vesayetçilerin tekrar hedefi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasıyla ortaokul kısmı kapatılırken katsayı zulmüyle de imam hatiplilerin üniversite hayallerine set çekilmiştir. Kendi evlatlarım da dâhil imam hatip lisesi mezunları üniversite hayallerini 13 yıl boyunca ya ertelemek ya da yurt dışında gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. Önce 2011 yılında katsayı uygulamasını kaldırarak bir sene sonra da 4+4+4 sistemiyle ortaokul kısımlarını açarak imam hatiplerin bu fetret devrini, hamdolsun, biz sonlandırdık. Rabb'ime, bize milletin okullarını tekrar milletle buluşturma imkânı bahşettiği için hamdediyorum."
İmam hatip mensubu olduğunu, çocuklarını da imam hatipte okuttuğunu anımsatan Erdoğan, "Ama hiçbir zaman imam hatipçi olmadım. Çünkü böyle bir şeyi yanlış bulurum. Bizim için tüm imam hatip okulları, normal lise de meslek liseleri de emirlerinde olduğumuz okullarımızdır. Hepsine bütün imkânlarımızla seferber olduk, seferber oluyoruz ve elimizden gelen tüm destekleri veriyoruz." dedi.
Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın, imam hatip birinci sınıfta yarım dönem Arapça öğretmeni olduğunu, Bekir Topaloğlu'nun da kendisine öğretmenlik yaptığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Hepsinin rahleitedrisinde, elhamdülillah, bulunduk ama şimdi Bekir Hoca'mız rahmetli, Hayrettin Hoca'mız hayatta. Rabb'im uzun ömürler versin inşallah. Bu gençliğe onlar çok büyük emekler verdi ve bu gençlik sürekli temayüz etti. Onların elinde yoğrularak bugünlere geldik. Derdimiz şu: Bu ülkede eğer bugün ifademle 'Bir dindar nesil yetiştirelim.' gayreti varsa işte bu hocalarımızın emekleriyledir. Bundan çok rahatsız olanlar yok mu? Var. Tam aksini savunanlar var. Varsın olsun. Biz işimize bakacağız. 'Dinsiz bir nesil olsun.' diyenler yok mu? Var. 'Böyle ucube bir nesil olsun.' diyenler yok mu? Onlar da var. Onlar işine bakacak. Biz de işimize bakacağız. Farkımız bu. Evet, bunun olması lazım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıldır hikâyeyi yeni baştan yazmak, milletin makus talihini değiştirmek için zorlu bir mücadele yürüttüklerini ifade etti.
"Sıkıntılarla karşılaşsak da zorluğun ardından gelen kolaylıklara pek çok kez şahit olduk"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'de her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylığın olduğunun müjdelendiğini vurgulayarak "Hazreti Mevlana da âdeta bu müjdeyi tefsir eden hikmet dolu mesajlarını şu şekilde ifade ediyor: 'Ümitsizliğin ardında nice ümitler var, karanlığın ardında nice güneşler var.' Evet, biz de sıkıntılarla karşılaşsak da zorluğun ardından gelen kolaylıklara pek çok kez şahit olduk. Vesayetin ülkemizin üstüne karabasan gibi çöktüğü dönemlerde gecenin karanlığını parçalayan aydınlıklara şahitlik ettik. İmam hatip okulları örneğinde olduğu gibi pek çok hususta Rabb'imizin müjdesine mazhar olduk." ifadelerini kullandı.
28 Şubat döneminde kapısına kilit vurulmak istenen imam hatip okullarının, ülkenin en çok tercih edilen eğitim kurumları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Öğrenci sayıları, göreve geldiğimizde 660 binden 64 binlere kadar düşen bu okullarımızda okuyan evlatlarımızın sayısı bugün artık 1 milyon 415 bine ulaştı. İmam hatiplerin ortaokul ve lise kademesindeki öğrencilerin sayısının toplama oranı yüzde 14'e yükseldi. Bu rakamlar, hem ailelerimizin hem de gençlerimizin bu imam hatiplere yönelik teveccühünün en güzel şekilde işaretidir. Her ne kadar birileri çeşitli tezviratla bu okullarımızı sürekli karalamaya çalışsa da milletimizin ilgisine ket vuramıyorlar. Katsayı adaletsizliğinin ortadan kalkmasıyla imam hatip okullarının üniversite sınavlarındaki başarı grafiği de günden güne yükseliyor. Mesela 2021 yılındaki sınavlarda ilk 1000'de 387, ilk 20 binde 5 bin 933, ilk 100 binde 31 binden fazla imam hatip mezunu öğrenci yer almıştır. Yine 2021 yılında ilk 100'de elde edilen derecelerde bu okullarımızın mezunlarının sayısında önceki seneye göre yüzde 63'lük bir artış gerçekleşmiştir. İmam hatiplerin üniversite sınavının yanı sıra TÜBİTAK ve Teknofest başta olmak üzere bilim, teknoloji, yabancı dil alanlarında elde ettikleri yarışma dereceleri bu okullarımızın yükselen başarı grafiğinin işaretidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda imam hatip okullarının şöhretinin sınırların ötesine geçmeye başladığını dile getirerek okullar konusunda Pakistan'dan Bangladeş'e, Malezya'ya kadar bilgi istendiğini aktardı. Erdoğan, dini eğitimin yanı sıra fen ve sosyal bilimlerin de verildiği imam hatip okullarının özgün eğitim modeliyle İslam alemine güzel bir örnek oluşturduğunu vurguladı.
"İmam hatip okullarındaki kız öğrenci oranı, 2016'dan itibaren her yıl yüzde 53'lerde devam etmiştir"
Dünyanın 89'u aşkın ülkesinden orta okul ve lise çağındaki 1200 uluslararası öğrencinin Türkiye'deki imam hatip okullarında eğitim gördüğünü aktaran Erdoğan, din istismarından beslenen FETÖ, DEAŞ, Eş Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerine karşı mücadelede imam hatiplerin rolü anlaşıldıkça bu sayının hem Türkiye'de hem dünyada daha da artacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece terör örgütlerinin önüne geçmede değil, İslam dünyasında kız çocuklarının okullaşma oranının yükselmesine de imam hatip okullarının müspet katkı yaptığını belirterek şöyle devam etti: "İmam hatip okullarındaki 1990 yılında yüzde 23,5 olan kız öğrenci oranı, 2016 yılından itibaren her yıl yüzde 53'lerde devam etmiştir. Aynı şekilde 2014 yılından itibaren başlayan örgün eğitimle birlikte hafızlık projesi de eğitim sistemimizin önemli bir ihtiyacını gidermektedir. Hâlihazırda 194 imam hatip ortaokulunda 18 bin 536 öğrencinin yer aldığı bu projeyle çocuklarımız yıl kaybı olmadan okul ortamından ve derslerinden geri kalmaksızın hafızlık yapma imkânına kavuşmuştur. Proje kapsamında aralarında kendi torunumun da bulunduğu yaklaşık 3 bin evladımız hafızlığını tamamlayarak icazetlerini almıştır."
"Son 70 yıllık tarihi boyunca imam hatip okullarından hep ülkesine gönülden bağlı gençler çıkmıştır"
İmam hatipleri sadece Türkiye'ye imam ve müezzin yetiştiren meslek okulları olarak görmenin hem hatalı hem de eksik bir yaklaşım olacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu okulların milletimiz tarafından bu derece sahiplenilmesinin sebebi; imanlı, ahlaklı, vatansever, değerlerine bağlı, çalışkan, idealist, özgüveni yüksek nesiller yetiştirmesidir. Son 70 yıllık tarihi boyunca imam hatip okullarından hamdolsun hep ülkesine ve milletine gönülden bağlı gençler çıkmıştır. Bu okullardan şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz gibi Hakk'ın ve adaletin tecellisi yolunda can veren kahramanlar çıkmıştır. Bu okullardan hafız çıkmış, alim çıkmış; doktor, mühendis, hakim, avukat, bürokrat, iş adamı, siyasetçi, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı çıkmış ama Allah'a hamdolsun, kendi insanına kurşun sıkan hain çıkmamıştır. Aklını ve iradesini Pensilvanya'daki şarlatana kiraya verenlerin 28 Şubat döneminde darbecilerle iş birliği içinde imam hatip okullarına düşmanlık yapmasının sebebi işte budur."
Bu eşsiz mirasın ve özgün eğitim modelinin anlaşılmasının, bugünün şartları ve ihtiyaçları çerçevesinde güncellenmesinin son derece önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, "On yıllara sarih çetin bir mücadelenin ürünü olan bu okullarımızı, eksiklerini gidererek yani daha çok keyfiyet sahibi yaparak güçlü bir şekilde geleceğe taşımamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
Üç gün boyunca işin ehli hocaların ve münevverlerin yapacağı ufuk açıcı takdimlerin kendilerini bu hedefe bir adım daha yaklaştıracağına inandığını dile getiren Erdoğan, imam hatip lisesi mezunu bir Cumhurbaşkanı olarak dört çocuğunun yanı sıra torunlarının da eğitimini aynı şekilde sürdüren ve bu hocalara emanet eden bir veli olarak kendilerinden bunu özellikle istirham ettiğini söyledi.
Sempozyumun hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Saygıdeğer Hayrettin Karaman hocama sağlık, sıhhat, afiyetler diliyorum. Ebediyete irtihal etmiş olan üzerimizde çok emeği olan hocalarımıza da Rabb'imden rahmet diliyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurumlarımızı tebrik ediyor, katkı verecek tüm katılımcılara şimdiden şükranlarımı sunuyorum." diyerek sözlerini sonlandırdı.
"Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın karşısında olacağız"
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise konuşmasında, "Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve dahası toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın daima karşısında yer alacağımızı da özellikle vurgulamak isterim. Ülkemizin her bir köşesinde eğitimde eşitlik ve adaletin tesisi için gayret göstermeye devam edeceğiz." dedi.
Eğitim sisteminin toplumsal ihtiyaç ve talepleri karşılayabildiği ölçüde işlevsel ve demokratik olduğunu dile getiren Özer, şunları kaydetti: "Toplumsal taleplerin yok sayılması veya daha kötüsü, baskılanması durumunda ise baskıcı bir eğitim sisteminden bahsedebiliriz. Türkiye 1990'lı yılların sonlarına geldiğinde, cumhuriyet tarihinin en sert ve baskıcı eğitim düzenlemelerine şahit olmuştur. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak 1999'da sadece İstanbul'da acı bir deprem yaşamadık, aynı zamanda eğitim sisteminde de ciddi bir deprem yaşadık. 1999'daki katsayı uygulamasıyla imam hatip ve mesleki eğitim mezunlarının yükseköğrenime erişimini kısıtlayan uygulama bir taraftan iş dünyasının ciddi maliyetler ödemesine yol açmış, imam hatiplilerin yükseköğrenime erişiminin kısıtlanmasının yol açtığı hasardan dolayı da toplumdaki din eğitimi ciddi hasar almıştır."
Özer, söz konusu sert müdahalelerin mesleki eğitim ve imam hatipler üzerinde ciddi izler bıraktığını aktararak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde Türkiye'de imam hatiplerin ve mesleki eğitimin toplumsal talepler çerçevesinde yeniden normalleşmesi için çok büyük adımlar attığını söyledi.
Meslek liselerinin böylece uzun süredir hak ettikleri itibara yeniden kavuşmaya başladığını anlatan Özer, şöyle devam etti: "Yine imam hatipler, tam anlamıyla toparlanmış ve öğrenci payı itibarıyla tıpkı 1990'lı yılların ortalarında olduğu gibi önemli bir paya kavuşmuştur. 2021 yılı itibarıyla nasıl mesleki eğitimde 1,5 milyon öğrencimiz varsa imam hatip okullarında da 1,5 milyon öğrencimiz vardır. Şunu da özellikle vurgulamak isterim ki son 20 yılda imza attığınız en önemli sessiz devrimlerden biri, 'din, devlet, toplum' ilişkilerini sağlıklı bir zemine taşıyıp din eğitimini ideolojik tartışmaların kıskacından çıkartarak insanımızı, milletimizi, tarihimizi ve geleceğimizi önceleyen bir anlayışı gerçekleştirmiş olmanızdır."
Özer, yıllarca süren ve yüzbinlerce genci ve bilhassa kız öğrencileri mağdur eden başörtüsü yasakları ve katsayı uygulamasının kaldırılmasının bu devrimin en somut örneklerinden olduğunu vurguladı.
"İmam hatip okulları dünyaya model"
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "4+4+4 ile birlikte ideolojik sebeplerle kapatılan imam hatip ortaokullarının yeniden açılması, bununla birlikte Peygamber'imizin hayatı, Kur'an-ı Kerim, temel dini bilgiler gibi derslerin ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması toplumsal talepleri karşılayan demokratik bir eğitim sistemi inşa etme gayretinin ürünleridir. Bu gayret doğrultusunda hiçbir okul türümüzün geçmişte uğradığı haksız ayrımcılıklara maruz bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve dahası toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın daima karşısında yer alacağımızı da özellikle vurgulamak isterim. Ülkemizin her bir köşesinde eğitimde eşitlik ve adaletin tesisi için gayret göstermeye devam edeceğiz. Din eğitiminin yasaklanması ve yanlış dini anlayışların ortaya çıkması neticesinde ülkemiz ve coğrafyamızda ne tür yaralar açıldığını, bu meselenin nasıl büyük sorunlara yol açtığını 15 Temmuz'da acı bir şekilde tecrübe ettik."
İmam hatip okullarının, Türk millî eğitim sisteminde gelişen ve kendine özgü eğitim müfredatıyla dünyaya model olan köklü eğitim kurumlarından olduğunu belirten Özer, "Din eğitimini yasaklayacak kadar bu ülkenin değerlerini yok sayan zihniyete karşı toplumumuzun güçlü bir arayışını temsil eden imam hatipler, gelenekle gelecek arasında dengeli bir ilişki kurma teşebbüsünün eğitimdeki yansımasını temsil etmektedir. Kendi köklerini iyi bilen nesiller istikbale doğru daha sağlam yürüyecektir." diye konuştu.
Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, milletvekilleri, eğitimciler ve öğrenciler katıldı.
Program sonunda Millî Eğitim Bakanı Özer ve eğitimci Mustafa Öcal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti.