Dünya Akciğer Günü nedeniyle bir açıklama yapan TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, grip, boğmaca ve pnömoni/zatürre gibi hastalıklar da olduğu gibi COVID-19 salgınında da akciğerleri korumanın en etkin yolunun aşı olduğunu vurguladı. Yılmaz, hava kirliliği, tütün kullanımı ve virüs gibi pek çok tehdit varken, akciğer sağlığını korumanın çok daha önemli olduğunu kaydetti.
Dünya Akciğer Günü nedeniyle bir açıklama yapan TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, grip, boğmaca ve pnömoni/zatürre gibi hastalıklar da olduğu gibi COVID-19 salgınında da akciğerleri korumanın en etkin yolunun aşı olduğunu vurguladı. Yılmaz, hava kirliliği, tütün kullanımı ve virüs gibi pek çok tehdit varken, akciğer sağlığını korumanın çok daha önemli olduğunu kaydetti.
Uluslararası Solunum Dernekleri Forumu (FIRS) tarafından ilan edilen 25 Eylül Dünya Akciğer Günü, öncelikle hastalıklardan korunma konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği de (TÜSAD) bu doğrultuda yaptığı açıklamada, hastalıkların önlenmesinde aşının önemine dikkat çekti. TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, COVID-19 salgınında da akciğerleri korumanın en etkin yolunun aşı olduğuna vurgu yaptı.
AŞI EN ETKİN MÜCADELE YÖNTEMİ
Dünyada solunum hastalıklarında belirgin bir artış olduğunu ve ülkemizde de sağlık sistemine yük getirdiğini belirten Yılmaz, şu bilgileri verdi: ”Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları nedeniyle gerçekleşen hastane yatışlarının tüm yatışların yüzde 13’ünü, bu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin ise tüm ölümlerin yüzde 11’ini oluşturuyor. Oysa solunum hastalıklarının pek çoğu önlenebilir kategoride. Bu nedenle korunma yöntemlerini bilmek ve uygulamak çok önemli. Grip, boğmaca ve pnömoni/zatürre gibi rahatsızlıkların yanı sıra, halihazırda devam eden COVID-19 salgınından da akciğerleri korumanın en etkin yolu aşı. Aşı olmak, pek çok akciğer hastalığı ile mücadele etmekte en etkin yol.”
Akciğer rahatsızlığı veya diğer sağlık sorunları olan kişilerin akciğer enfeksiyonlarına yakalanma bakımından yüksek risk altında olduğunu da hatırlatan Yılmaz, ”Bu enfeksiyonların bazılarını aşı yaptırarak önleyebiliriz. Aşılamanın toplumda yeterli orana ulaşması halinde ise, bu tip hastalıkların hızının yavaşlaması ve insanların çok daha etkin korunması mümkün” dedi.
10 KİŞİDEN 9’U KİRLİ HAVA SOLUYOR
Bu arada akciğer sağlığını tehdit eden unsurlara da dikkat çeken Yılmaz, bunlardan birinin hava kirliliği olduğunu vurguladı. Hava kirliliğinin her yıl dünya çapında tahminen 7 milyon insanı öldürdüğüne ilişkin bilgiyi aktaran Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: ”Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri biliniyor. Hava kirliliği pek çok solunum yolu hastalığını ve özellikle akciğer kanseri gibi kanser türlerini tetikleyebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 10 kişiden 9’u yüksek oranda kirletici içeren hava soluyor. Sağlığımızı bu denli tehdit eden kirlilik konusunda hükümetler, kurumlar ve bireyler üzerine düşeni yapmalı, gerekli önlemleri almak adına ivedilikle harekete geçmeli. Birey olarak bizler hava kirliliğinin baş sorumlusu değiliz ancak, daha az yakıt tüketme, enerji kaynaklarını verimli kullanma gibi yöntemlerle bu konudaki önlemlere destek verebiliriz.”
SİGARA DA, E-SİGARA DA ZARARLI
Açıklamasında tütün konusuna değinmeden geçmeyen Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, dünyada her yıl 8 milyon insanın tütünden kaynaklanan nedenlerden dolayı hayatını kaybettiğini belirtti. TÜSAD olarak, birçok akciğer hastalığının ana nedeni olan tütün ve tütün ürünleriyle mücadele konusunda sürekli uyarılar yaptıklarını hatırlatan Yılmaz, bunları şöyle özetledi: ”Tütün dumanının çoğu toksik ve kansere neden olabilen 4 binden fazla kimyasal içeriyor. Bu noktada sigaraya başlamamak ya da kullanılıyorsa da bırakmak, akciğer sağlığını korumanın ve iyileştirmenin en iyi yollarından biri. Tütün ürünlerini bırakmak, dumanın akciğere verdiği hasarı azaltmada etkin rol oynuyor.”
Tütünü bırakmak amacıyla kullanımı artan e-sigaralarla alakalı da uyarıda bulunan TÜSAD, bu tip cihazlardan solunan nikotinin akciğer dokusuna zarar verdiğinin ve akciğerler için tehlikeli olduğunun da altını çizdi.
TÜSAD, tütünün bırakılmasının ardından görülen olumlu değişiklikleri ise şöyle sıraladı:
- Sigarayı bıraktıktan sadece 20 dakika sonra kalp atış hızı düşer,
- 12 saat içinde kandaki karbon monoksit seviyesi normale döner,
- 2-12 hafta içinde dolaşım düzelir ve akciğer fonksiyonları artar,
- 1-9 ay içinde öksürük ve nefes darlığı azalır,
- 5-15 yıl içinde inme riski sigara içmeyenlerin seviyesine düşer,
- 10 yıl içinde akciğer kanseri ölüm oranı, sigara içen birinin riskinin yaklaşık yarısına iner.
- 15 yıl içinde kalp hastalığı riski sigara içmeyenlerinki kadar olur.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın