Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Muammer Karaman, Sivas 2 No’lu Şube’nin teşkilat toplantısına katılarak, akademik ve idari personelin sorunlarına ve son dönemdeki ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Muammer Karaman, son dört ayda ekonomide büyük bir türbülans yaşandığını vurgulayarak, “Döviz kurları ile birlikte market fiyatları uçtu. Kiralar patladı. Emtia fiyatları katlandı. Roket hızı ile yükseltilen fiyatların geriye dönüşü görülüyor ki yükseliş hızları gibi de olmuyor. Hükûmet, yaşanan ekonomik türbülansın menfi tesirlerini telafi etmek için Memur-Sen’in ek protokol talebine olumlu yaklaşmalı ve gereğini yapmalıdır. Alım gücü düşen memurların maaşlarında 15 Ocak’tan itibaren maaşlara yansıyacak şekilde iyileştirme yapılmalıdır” dedi.
Gelir ve damga vergisi muafiyetinin önemli olduğunu, ancak bu uygulamanın tüm memurlara 300-400 TL ilave imkân oluşturduğu bilgisinin yanlış olduğunu kaydeden Karaman, “Evli ve çocuklu memura 30-40 TL ilave sağlanırken, üst düzey bir kısım bürokrata bahsedilen getiriyi sağlamaktadır. Evli ve çocuk sahibi olmayı neredeyse cezalandırmak anlamına gelecek bir uygulamaya geçit verilmemelidir. Buradan marketler başta olmak üzere tüm üretici firmalara sesleniyorum. Bu ülke hepimizin, sizlere kazandırırken memurun ezildiği bir ekonomik düzen sürdürülemez. Memur parasını İsviçre’de harcamıyor. Sizlerin ürettiği ürünü alıyor. Alışveriş yapamadığında tarladaki çiftçiden fabrikadaki işçiye, dükkandaki tezgahtara, marketteki kasiyere kadar herkes kaybeder. Herkesin kaybettiği bir ekonomik düzen içerisinde sizlerin kazancı sadece ah almak olur. Hükûmet derhal tüm birimleri ile bu konun üzerine gitmeli denetimleri artırmalıdır” şeklinde konuştu.
Yükseköğretimdeki birçok sorunun yükseköğretim kanunundan kaynaklandığını belirten Karaman, şöyle devam etti: “Eğitim-Bir-Sen olarak, tüm akademik ve idari personelin sorunlarına çözüm bulunması için mücadele ediyoruz. Bugüne kadar üniversite çalışanlarının birçok sorununun çözümünü sağladık. Ancak devam eden ve kronikleşmiş sorunların çözümü içinse mücadelemiz devam ediyor. Üniversite idari personelinin atama ve yer değişikliği sorununun giderilmesi, muvafakat engelinin ortadan kaldırılması, atama ve yer değiştirme süreçlerinin belli bir takvim doğrultusunda merkezî olarak yapılması gibi birçok sorun için çalışmalarımız sürüyor. Yükseköğretimde yetkilerin tek bir makamda toplanmasının önüne geçilmesi, yetkinin keyfî kullanımın engellenmesi için yeni bir yapının oluşturulması, evrensel bir akademik yükselme sisteminin benimsenmesi gibi birçok sorunun çözümü ise yükseköğretim kanununda yapılacak değişikliklere bağlıdır. Bu nedenle, yükseköğretim kanunu yeniden gözden geçirilmeli, sorunlar ve eksiklikler giderilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.”
Üniversite idari personelinin üniversitelerarası merkezî yer değişikliği konusuna, akademik personele tanınan hakların idari personele de tanınmasına ve 50-d kadrosunun neden olduğu belirsizliklere de değinen Karaman, “6. Dönem Toplu Sözleşme ile yükseköğretime yönelik yeni kazanımlar elde ettik. Öğretim görevlisi kadrolarında bulunan akademisyenlere geliştirme ödeneğinin 10 puan artışla yüzde 60 oranında ödenmesini, üniversitelere bağlı yurtlarda görev alan kadrolu ve sözleşmeli personele fazla çalışma ücretinin dört kat artırımlı ödenmesini sağladık. Ayrıca ‘üniversite idari personelinin üniversitelerarası merkezî yer değişikliği’ konusunu da karara bağladık. Bu konuda çalışmalar hızlandırılmalı ve 2021-2022 eğitim-öğretim yılı sonuna kadar tamamlanmalıdır. Üniversitelerde akademik personelin faydalandığı yükseköğretim tazminatı, geliştirme ödeneği ve sınav görevi alabilme gibi haklardan idari personel de faydalanabilmelidir. Ayrıca iş güvencesinden yoksun 50-d kadrosunun neden olduğu belirsizlik ortadan kaldırılmalı, araştırma görevlileri kadrosu iş güvencesine kavuşturulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın