Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’nün 2020 raporu dünya genelinde göçmen nüfusunun son 50 yılda 3 kattan fazla arttığına işaret ediyor. Rapora göre doğduğu ülke dışında yaşayan insan sayısı günümüzde 281 milyona ulaştı. Göç nedenleri ise ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor; doğal afet, çatışma gibi zorlayıcı koşulların yanı sıra, iş ve eğitim nedeniyle de yer değişimleri yaşanmakta.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’nün 2020 raporu dünya genelinde göçmen nüfusunun son 50 yılda 3 kattan fazla arttığına işaret ediyor. Rapora göre doğduğu ülke dışında yaşayan insan sayısı günümüzde 281 milyona ulaştı. Göç nedenleri ise ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor; doğal afet, çatışma gibi zorlayıcı koşulların yanı sıra, iş ve eğitim nedeniyle de yer değişimleri yaşanmakta.
Türkiye 4 milyona yakın kayıtlı mülteci ile dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapıyor. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu nüfusun 92’sini Suriyeliler, kalan kısmını ise Afganistan, Irak, İran gibi diğer ülkelerden mülteciler oluşturmakta. 3 milyon 701 bin ile Türkiye’de yaşayan en büyük göçmen grubunu oluşturan Suriyelilerin 1 milyon 500 bini 0-14 yaş grubunda bulunuyor. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Haziran 2021’de yapılan açıklamaya göre; anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lisede toplam 771 bin öğrenci eğitim görüyor.
Mülteci çocuklar başarılı olmalarına rağmen öğrenimi erken terk etme riski taşıyor
AB genelindeki göçmen kökenli çocuklar araştırmaları, bu öğrencilerin okulda ortalamanın üzerinde performans göstermelerine rağmen okuldan erken ayrılma olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Potansiyel sosyo-ekonomik dezavantajın, sosyal izolasyon ve eğitim diliyle ilgili konular da dahil olmak üzere, kesişen birden çok faktörün bu eğilime neden olduğu tahmin ediliyor.
Kültürel ve dilsel faktörler her çocuğun başarısını etkiliyor
Ancak bu zorluklar sadece göçmenlere özel değil. Kültürel ve dilsel faktörler her çocuğun başarısında rol oynuyor. Öğrencilerin topluma ve eğitime entegrasyonlarında, sosyo-ekonomik dezavantajlar kadar başka faktörler de kritik önem taşıyor. Bu faktörler psikolojik sorunları da beraberinde getirirken, çözümü için ulusal, yerel seviyelerde ve okul yöneticileri, eğitimciler, ebeveynler, politikacılar, üçüncü sektör gibi tüm paydaşları kapsayan bir dizi tamamlayıcı politika ve yaklaşım gerekiyor.
TIEREF Projesi tüm dezavantajlı öğrencilere eğitime eşit katılım fırsatı sunuyor
TIEREF (Mülteci Çocuklar için Kapsayıcıkap Eğitime Doğru) projesi bu engelleri ortadan kaldırmayı amaçlayan 7 ortaklı bir Avrupa Birliği projesi. 2018 yılında başlayarak 2021’de tamamlanan projede Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve İtalya’dan kurumlar ile Türkiye’den İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Öğretmen Akademisi Vakfı ortak çalıştı. TIEREF Projesi’nde nihai amaç, mülteci çocuklara yönelik eğitim ve öğrenme ortamlarını güçlendirmekti. Bu amaca ulaşma yolunda öncelikle Avrupa Birliği ve üye ülkelerde uygulanan iyi örneklerin, kapsayıcı eğitim kaynaklarının, araçlarının ve mekanizmalarının sınıflandırabileceği ve değerlendirebileceği bir çevrim içi değerlendirme metodolojisi geliştirme hedefi konuldu.
Tüm kaynaklar projenin resmi web sitesinde
Projenin en önemli çıktısı ise projenin resmî web sitesinde (https://teachref.eu/tr) oluşturulan ve proje kapanışı ile birlikte hizmete sunulan çevrim içi platform oldu. Bu platform sayesinde sınıflarında mülteci öğrenci olan okullar ya da eğitimciler farklı ülkelerdeki uygulanmış başarılı örnekleri araştırabilecekler ve göçmen çocukların eğitim başarısını artırabilecekler. Platformun içeriğinde ders planlarından çeşitli etkinliklere, uygulanmış projelerden yeni proje fikirlerine kadar öğretmenlerin yararlanabileceği birçok içerik mevcut.
”Platform öğretmenlerin katkısıyla zenginleşerek toplumsal entegrasyona ihtiyacı olan çocuklarla çalışan tüm öğretmenlere değerli bir kaynak sunacak.”
Proje kapanış toplantısına katılan ÖRAV Eğitim Direktörü Arzu Atasoy; 2021 sonunda tamamlanan TIEREF Projesi’nin çıktısı olan platformun zaman içinde gelişimini sürdüreceğini belirtti. Atasoy, platformun sınıfında mülteci öğrencilerin yanı sıra, diğer dezavantajlı gruplarla ve sosyal entegrasyona ihtiyacı olan çocuklarla çalışan öğretmenler için de sağlam bir kaynak olmaya devam edeceğini ifade etti.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın