Dünyanın en büyük pazarlarından olmasının yanı sıra ülkemizin de ana ihracat pazarı konumunda bulunan Avrupa’ya ihracatta gerek tüketici taleplerinin gerek yasal düzenlemelerin döngüsel ekonomiye uygun üretimi dikte ettiğini belirten Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: ”Ambalaj başta olmak üzere tüm plastik ürünlerde geri dönüştürülmüş plastik kullanılması ve bu yolla karbon ayak izinin düşürülmesi Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat stratejisi açısından da büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda son yıllarda artan şekilde plastik ürünlerde geri dönüşümden elde edilmiş hammaddelerin kullanılması talebini alıyoruz” dedi.
Dünyanın en büyük pazarlarından olmasının yanı sıra ülkemizin de ana ihracat pazarı konumunda bulunan Avrupa’ya ihracatta gerek tüketici taleplerinin gerek yasal düzenlemelerin döngüsel ekonomiye uygun üretimi dikte ettiğini belirten Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: ”Ambalaj başta olmak üzere tüm plastik ürünlerde geri dönüştürülmüş plastik kullanılması ve bu yolla karbon ayak izinin düşürülmesi Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat stratejisi açısından da büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda son yıllarda artan şekilde plastik ürünlerde geri dönüşümden elde edilmiş hammaddelerin kullanılması talebini alıyoruz” dedi.
Geri dönüşüm hammadde tedarikimizi garanti altına almalıyız
Türkiye’nin dünyanın en önemli plastik mamul üreticilerinden biri olduğunu dile getiren Karadeniz, ”Ülkemizde yaklaşık 11,5 milyon tonluk plastik mamul üretimi gerçekleştiriliyor. Öte yandan son yıllarda hızlı bir artış trendine girmiş olsa da geri dönüşüm sektörümüzün üretimi hala plastik endüstrimizin tüm ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Bu sebeple geri dönüşüm alanında yeni yatırımların hayata geçirilmesini fazlasıyla önemsiyoruz. Tabi bu noktada önemli bir husus ise geri dönüşüm sektörünün ihtiyaç duymakta olduğu plastik hurdaya erişiminin oldukça kısıtlı olmasıdır. Ülkemizde çıkan endüstri hurdalarının tamamı geri dönüştürülürken, kaynağında ayrıştırılmaması sebebiyle organik atıklarla kontamine olan evsel atıkların ancak küçük bir bölümü geri dönüştürülebilmektedir. Kaynağında ayrıştırma yapmadığımız için geri dönüştürülecek önemli bir değeri çöp haline getirirken, çevreye de zarar veriyoruz. Önümüzdeki dönemde kaynağında ayrıştırma sistemini hızla hayata geçirebilirsek tüm bu ambalaj atıklarının geri dönüştürülmesi de mümkün olacaktır. Tabi bunun için merkezi yönetim iradesini ortaya koymalı, yerel yönetimler alt yapı yatırımlarını hızla hayata geçirmeli ve kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları başlatılmalıdır” dedi.
Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli
Önümüzdeki yıllarda çok sayıda Avrupa ülkesinin özellikle ambalaj ihracatında belli geri dönüşüm kotaları uygulayacağını belirten Ömer Karadeniz, ”Şu an için İngiltere tarafından uygulanmaya başlanan uygulama ile plastik ambalaj üretiminde geri dönüşüm hammadde kullanmayan işletmeler rekabet güçlerini ciddi oranda yitirmektedir. Özellikle gıdayla temas eden ambalajlarda kullanılacak geri dönüşüm hammaddenin ise çok yüksek bir kalitede üretilmiş olması gerekmektedir. Bu sebeple ülkemizde yürütülmekte olan kimyasal geri dönüşüm alanındaki Ar-Ge çalışmalarına destek verilerek bu çalışmaların bir an önce ticari nitelik kazanması sağlanmalıdır. Ülkemizde çok sayıda geri dönüşüm yatırımı olmakla birlikte bu tesislerin ürün kalitelerini arttırmak için Ar-Ge ihtiyacı olduğu da bilinen bir gerçektir. Eğer geri dönüşüm alanında Avrupa’daki öncü rolümüzü devam ettirirsek söz konusu yasal düzenlemelerin rekabet gücümüzü arttırması dahi mümkün olacaktır” dedi.
Petrokimya’da yapılan hatalar tekrar edilmemeli
Ülkemizin uzun yıllar önce petrokimya alanında yatırımlar gerçekleştirdiğini, sonrasında ise bu yatırımların bıçak gibi kesildiğini ve geldiğimiz noktada ülkemiz sanayisinin petrokimya ürünlerinde ithalata bağımlı hale geldiğini söyleyerek sözlerine devam eden Karadeniz, ”Bu tecrübeden ders çıkarmalı ve geri dönüşüm alanında aynı hataya düşmemeliyiz. Geçtiğimiz birkaç yıllık süreçte geri dönüşüm sektörümüzün büyüme hızı mevzuatlarda yaşanan belirsizliklere bağlı olarak düşmüş olsa da hala Avrupa’nın en önde gelen ülkelerinden biriyiz. Üretim desteklenir, sanayicilerimizin önünü görmesi için uygun ortam oluşturulursa yatırımların devam etmesi ve öncü rolümüzü korumamız mümkün olacaktır” dedi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın