Dünya üzerinde farklı coğrafyalarda ve farklı devletlerin bünyesinde milyonlarca Türk yaşamaktadır. Bunlar arasında bağımsız Türk devletlerinin yeri ise oldukça önemlidir. Bundan 30 yıl öncesine kadar SSCB kısaltması adı altında tanıdığımız, Sovyetler Birliği aslında kadim Türk coğrafyalarının üzerinde inşa edilmiş bulunmaktaydı. Bu durum Türk milletinin bir mensubu olan Türk soylu ve Türkçe konuşan boyların birbirleriyle yeterince ilişki kurmasına engel olmaktaydı.
Devletimizin banisi Büyük Atatürk’ün de “Türk Birliği'nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım.” sözleriyle hep zihnini meşgul eden süreç; 21 Aralık 1991 tarihinde Kazakistan’ın başkenti Alma Ata’da Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Azerbaycan, Tacikistan, Ermenistan ve Moldovya’nın da bulunduğu bir zirvenin toplanmasıyla filizlenmeye başlamıştır. Nihayet; Alma Ata Zirvesi’nde alınan karar üzerine, SSCB’nin tarihe karıştığı dünyaya ilan edilmiştir. Bunun ardından bağımsızlıklarını ilan eden Türk devletlerini Türkiye derhal tanıyarak, onlara imkânları dâhilinde elinden gelen desteği vermeye çalışmıştır.
Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını kazandıkları günden bugüne kadar geçen 30 yıl içerisinde geldikleri nokta, siyasi tarih açısından son derece kısa sayılabilecek bir sürede elde ettikleri deneyim ve kazanımlar oldukça başarılıdır. Bu kazanımlar, Türk Cumhuriyetleri’nin ve toplumlarının binlerce yıllık birikiminin bir sonucu olarak Türk Dünyasının ve Türk Dünyası coğrafyasının sadece ulusal seviyede değil bölgesel hatta küresel ilişkilerdeki iddiasını da ortaya koymaktadır.
Türk devletlerinin geleceğinin, Türk dünyasının kazanımlarının geleceğe daha güçlü adımlarla ilerleyebilmesi ancak ve ancak Türk milletinin fertlerinin zihinlerinde bu süreci taşımalarıyla mümkün olacaktır. Milli hafızanın diri tutulmasında ise kültür ürünlerinin önemli bir etkisi olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Türk Eğitim-Sen olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımızın hem eğlenerek hem de Türk boylarını tanıyarak onlarla ilgili bilgi sahibi olmaları amacıyla, bağımsızlığını bundan 30 yıl önce kazanan Türk cumhuriyetleri ile Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden seçmiş olduğumuz masal ve oyunları iki ayrı kitapta Türk çocuklarının beğenisine sunmaktan kıvanç duyuyoruz. “Çocuklar İçin Türk Dünyasından Masallar” adlı eser ile Türk çocukları masal dünyalarında kucaklaştıkları soydaşları ile gerçek dünyada kucaklaşabilsin.
“Çocuklar İçin Türk Dünyasından Oyunlar” adlı seçki ile istedik ki, hem Türk kültürüyle harmanlanmış oyunlarını oynasınlar hem de Türk milletinin geleceğinin teminatı olan kardeşleri ile aydınlık yarınlara beraber koşabilsinler. Bu iki çalışmada hem masal hem oyunlardan seçmelerin yanında her bağımsız Türk devleti hakkında kısa bilgiler ile onların dünya üzerindeki yerlerinin gösterilmesine de özen gösterilmiştir. Böylece Türk Dünyasının uzak olmadığı Azerbaycan’ın kazanmış olduğu Karabağ zaferinde de ete kemiğe bürünen birlik şuurunun bütün zorlukları aşmaya muktedir olduğu bilinci verilmeye çalışılmıştır.
Bunun yanında geçen 30 yılın da önemli bir tecrübe olduğu gözlerden kaçmamalıdır. Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını değerlendirebilmek ve geçtiğimiz 30 yıllık sürecin muhasebesini yapabilmek adına alanında seçkin yazarlardan topladığımız metinleri; “Bağımsızlıklarının 30. Yılında Türk Dünyası” adlı bir çalışmada toplayarak Türk araştırmacısı ve okurunun ilgisine sunuyoruz.
Bütün bu eserlerin Türk devlet ve topluluklarının birbirini tanıması, kültürel işbirliklerinin daha büyük projelerin yollarını açtığı günlere ulaştırması dileğiyle… Türk Cumhuriyetlerinin Bağımsızlıklarının 30. Yılı kutlu olsun
Yorum Yazın