Türkiye’nin Afganistan’dan gelen göç dalgasına karşı gerekli tedbirler alması gerektiğini belirten uzmanlar, önlemlerin alınmaması halinde göçmen sayısının artabileceğine dikkat çekiyor. Tek kutuplu dünya düzeninin sona erdiğini belirten uzmanlar, Türkiye gibi bölgesel aktörlerin öneminin artacağını vurguladı.
Türkiye’nin Afganistan’dan gelen göç dalgasına karşı gerekli tedbirler alması gerektiğini belirten uzmanlar, önlemlerin alınmaması halinde göçmen sayısının artabileceğine dikkat çekiyor. Tek kutuplu dünya düzeninin sona erdiğini belirten uzmanlar, Türkiye gibi bölgesel aktörlerin öneminin artacağını vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, Afganistan’dan Türkiye’ye doğru gelen göç dalgası ve ilgili gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tek kutuplu dünya döneminin sona erdiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, ”Amerika’nın süper güçlük konumu bitti. Çok kutuplu dünya düzeni başladı. Burada Çin, Rusya, Hindistan öne çıkıyor. Türkiye gibi bölgesel aktörler daha fazla önem kazanacak.” dedi.
Afganistan neden önemli?
Afganistan’ın bulunduğu bölgenin tarihin en eski dönemlerinden bu yana hep sömürgeci güçler tarafından kontrol edilmek istendiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, sözlerine şöyle devam etti:
”Afganistan, imparatorluklar mezarlığı olarak bilinir. Önce Büyük İskender, arkasından pek çok imparatorluk bu bölgeyi kontrol etmek istemiştir. En son Rusya ve ABD müdahale etti, ancak başarılı olamadılar. Afganistan neden önemli? Dünya hâkimiyet teorileri vardır. İngiliz Mackinder’in kara hakimiyet teorisine göre, Hazar Denizi ile Altay Dağları arasında Afganistan’ın kuzeyini kapsayan bölge olan Batı Türkistan dünyanın kalbidir. Kalpgah’a hâkim olan Avrasya’ya, Avrasya’ya hâkim olan dünyaya hâkim olur. Bu bölgenin 95’i Türk’tür. Türk olmayan sadece Tacikler vardır. Afganistan’ın güneyi Hint coğrafyasına girer. Peştunlar’dan oluşur. Mackinder’in kara hakimiyet teorisine karşı, ABD’li Amiral Mahan’ın deniz hakimiyeti teorisine göre ise, denizleri kontrol eden, dünyayı kontrol eder. Aslında bu daha doğrudur. İngiltere bu teoriye dayanarak Süveyş ve Cebelitarık gibi dünyadaki önemli önemli boğazları ve kanalları elde bulundurarak dünya ticaretinin kontrolünü büyük ölçüde sağlamıştır.”
İş birliğine dayalı bir dünya kurulmalıdır.
Bazı ülkelerin, devletlerin ve liderlerin dünya hâkimiyet teorisi gütmesinin temelde yanlış olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, ”Hakim olamazsınız. Afganistan’ı ele geçirseniz de aslında dünyaya hâkim olmanız mümkün değildir. Önemli olan, dünya devletleri arasında işbirliğine ve karşılıklı anlaşmaya dayalı yeni bir ekonomik sistemin ve mali sistemin kurulması ve tüm dünya halklarının topyekûn gelişmesidir. Bu yine liberal ekonomik sistemin içerisinde olacaktır. Sömürgeci zihniyetlerle emperyalist politikalar ile daha iyi bir dünya, daha barışçıl, daha demokratik, daha insan haklarına dayalı bir dünya kurulamaz. İş birliğine dayalı bir dünya kurulmalıdır.” diye konuştu.
Çin, Afganistan’da gücünü artıracak
Halen çok kutuplu bir dünya düzenine doğru gidildiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, ”Çin akıllı hareket ediyor ve Afganistan’da askeri gücü ile değil yumuşak gücü ile etkinlik sağlayarak gücünü arttıracak gibi görünüyor. Çünkü Afganistan Çin’e doğrudan komşudur. Yeni kurulacak Taliban hükümetinin Çin’in mali yardımlarına ve ekonomik yatırımlarına ihtiyacı var. Ayrıca Pakistan’ın da yardımına da ihtiyacı var. Pakistan Afganistan’ın en büyük sınır komşusu. Pakistan’ın Afganistan’a komşu olan bölgelerinde de halkın çoğunluğu Peştun’dur. Afgan halkının Pakistan halkıyla, başta dinsel görüş birliği olmak üzere birçok ortak özelliği vardır.” dedi.
Türkiye önlemlerini artırmalı
Türkiye’nin Afganistan’dan gelen göç dalgasına karşı gerekli önlemleri alması gerektiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, ”Türkiye kendi içinde gerekli tedbirleri almalı ve aynı zamanda Taliban yetkilileri ile görüşerek Afganistan’dan Türkiye ‘ye yönelik göçün önlenmesine çalışmalıdır Türkiye son 20 yılda hudutlarını güçlendirdi. Suriye sınırında güvenlik duvarı ve diğer tedbirler tamamlandı. Halen, İran sınırının yüksek duvarlar, tel örgüler, çelik teller ve kameralarla ile güçlü güvenlik sistemine kavuşturulması için çalışmalar hızlı bir şekilde yürütülmektedir. Şu anda güvenlik duvarının olmadığı bazı noktalardan geçişler olabiliyor, ancak sınırlarımızın genel olarak oldukça etkin bir şekilde korunduğunu söyleyebiliriz.
Kaçak geçişleri önlemek için önlemler sıkılaştırılıyor
Türkiye’nin 2019 yılından sonra özellikle Afgan mülteciler başta olmak üzere diğer ülkelerden gelen mültecilere karşı çok güçlü bir takip, kontrol sistemi uyguladığını ve yakalayıp iade ettiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Ağca, ”İstatistiklere baktığımızda, 2019 yılında Türkiye sınırlarından yasadışı geçiş yapan 200 binin üzerinde mülteci yakalanmış, bunların büyük kısmı ülkelerine iade edilmiştir. Sadece 2021 yılı içinde 30 binin üzerinde Afganlı hudutlardan geçtikten sonra yakalanmış ve iade edilmiştir.” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın