Ülkesini seven her yurttaşımız bu özel ve anlamlı gün için; bir şeyler yapma çabası içerisinde.
Bürokratlarımız, yazarlarımız, çizerlerimiz bu anlamlı tarihin önemini vurgulamaya çaba gösteriyor. 98 yılda milletimizin öyle bir yokluktan, bu günlere nasıl geldiğimizi; kağnı arabalarından lüks otolara, ilkel haberleşme araçlarından cep telefonlarına; ekonomik refaha ve özgürlüğe nasıl eriştiğimizi anlatmaya çalışıyor.
Bunu yaparken atladığımız bir diğer husus ise; cumhuriyetin ve demokrasinin erdemlerini vurgulamak, çocuklarımızı bu bilinçle büyütmek için neler yapmamız gerektiğini unutmak…
Ben de bugün demokrasiye; bir başka boyuttan, yaklaşmak istiyorum.
… …
Demokrasi, mevcut sistemlerin tartışmasız en iyisi, en güzeli, en yetkini ve en güvenilir olanıdır.
Şu an için demokrasiden daha çağdaş bir yönetim sistemi, henüz geliştirilememiştir.
Yani?
Yani amaç, “insan haklarına öncelik ve önem veren” bir siteme sahip olmaksa, demokrasiden başka seçenek yoktur.
Demokrasinin en önemli özelliği; bünyesinde, farklı fikirleri, farklı görüşleri, farklı kültürleri, farklı tercih ve beğenileri bir arada barındırmasıdır...
Demokrasi, bir yaşam biçimidir.
İnsan faktörünün ön plâna çıktığı, insanın yüceltildiği bir sistemdir, bir kavramdır.
İnsanın insana, insanların topluma saygı göstermesidir.
Her şeyin, “insanlığın refahı ve yücelmesi için” plânlanıp programlandığı, daha doğrusu plânlanmak durumunda olduğu bir yönetim biçimidir.
Cumhuriyetimizin 98. yılını idrak ettiğimiz bu günlerde; herkesin kendisiyle ilgili bir özeleştiri yapması ve kendi kendini sorgulaması gerektiğine, inanıyorum.
Lütfen bugün herkes; “ne kadar demokrat olduğunun veya olabildiğinin; ne kadar demokrasiye inandığının ve bu konudaki bilgi ve birikiminin, ne kadarını hayata geçirebildiğinin” bir tahlilini yapsın.
… …
Demokrasi, (öncelikle) aile içersinde yeşerip, serpilir ve aile içersinde kök salar ise; güçlü ve sağlıklı olur
Pekiii... bir aileye; demokrasi nasıl girer, nasıl yerleşip, nasıl yeşerir? Tabi ki aile büyükleri kanalıyla...
Yani?
Yani, büyük anneler, büyük babalar ve de anneler, babalar kanalıyla...
Ama bu gerçek; (ne acıdır ki) aile büyüklerinin, çok da umurunda değil.
İşte sıkıntımızın ve sıkıntılarımızın nedeni bu...
Şimdi buradan sormak istiyorum...
Sevgili aile büyükleri; çocuklarınızın geleceklerinin teminatı olan demokrasimizi güçlendirmek ve sağlıklı eller üzerinde yüceltip, yükseltmek için; (bugüne kadar) ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Çocuklarınızı bu konuda ne kadar eğitiyor, onlarla ne kadar ilgileniyorsunuz?
Bir masa etrafında, çocuklarınızla ve de aile büyüklerinizle birlikte “en son” ne zaman bu konuları konuştunuz?
Çocuklarınızın arzu ve isteklerini, onların düşüncelerini, fikirlerini en son ne zaman aldınız?
Onların küçük dünyalarına en son ne zaman girdiniz? Veya girmeyi denediniz?
Bütün bunları şunun için soruyor, şunun için söylüyorum.
Aile sevgisinden yoksun yetişen, aile bağı güçlü olmayan gençlerimizde; (maalesef) insan sevgisi, toplum saygısı olmuyor.
Bu tür aile ortamında yetişen gençlerimiz; uyumsuz, geçimsiz ve saldırgan oluyor.
Cumhuriyetimizin 98. yılını idrak ettiğimiz bugünün, “demokrasi bilinci konusunda; insanımızın, kendi kendini sorgulama, kişisel özeleştiri yapma günü” olmasını diliyorum.
Demokrasinin güzel ilkelerini; lütfen önce kendi ailemiz içersinde uygulayalım. Daha sonra da; sevgi, saygı ve hoşgörü halkalarını (ailemiz dışına taşırıp) büyütüp, geliştirelim.
Yorum Yazın