Ülkeler, eğitimdeki gelişmişlik düzeylerini nitelik bakımından asla ve asla üniversite açarak kapatamazlar. Kaliteli bir gelişmişlik düzeyini ancak okuma alışkanlığını içselleştirmiş toplumlarda görebiliriz.
Bireyin kendini daha özgürce ifade etmesi, kendi öz becerilerini çok daha rahat ve mantık çerçevesinde yapabilmesi okuma alışkanlığını bir zorunluluk olarak görmesinden değil, bireysel anlamda kültürlenme hissiyatının gelişmiş olmasıyla bunu çok daha kolay şekilde eyleme dönüştürmesinin kaçınılmaz bir sonucudur.
Dünya toplumları, yazının icadıyla beraber ismini eğitim diye doldurduğumuz bir olgunun içine doğal olarak girmişlerdir. Fakat her toplum kendi gelişmişlik düzeyini tabii ki de kendi eğitim sistemleriyle ön plana çıkarmış ve genişleterek gelişmesine sebep olmuştur. Eğitimde ve bilimdeki ilk gelişmeleri öncelikle doğu toplumlarında yetişen bilginler ortaya koysa da eğitimde sistemsel bir yapıya sahip olmamaları, içtimai ve ekonomik sebeplerden okuma alışkanlığının kazanılmaması batı toplumunun özellikle 20. yy.dan sonra fark atmasına sebep olmuştur. Bugün bilimsel araştırmalar çok net gösteriyor ki okuma alışkanlığını kazanan toplumların okul öncesi çağdan doktora sürecine kadar sağladığı kitap okuma alışkanlığını bireylerinde içselleştirmesi sayesinde gelişmiş bir eğitim sisteme sahip oluğunu söyleyebiliyor.
Peki biz neredeyiz? Bu soruya belki de kafanızda hemen olumlu veya olumsuz cevap bulabiliyoruzdur ama asıl mesele cevabı bulmak değil, neden hala toplum olarak okuma alışkanlığını içselleştiremediğimizdir. Toplumumuzda eğitim almış dediğimiz insan grubu içerisinde kendini ifade edemeyen kültürel veya analitik anlamda bir şeyler üretemeyen insanlar gördüğümüzde şaşırmak yerine aslında eksikliğimizi gidermek adına toplum olarak bir şeyler yapmanın peşine düşmeliyiz. Bugün günlük hayatımızı bizler aşağı yukarı 400 kelime ile anlatıyorsak ve İngilizler ortalama 2000 kelime ile anlatıyorsa, burada işte oturup toplum olarak düşünmenin tam vaktidir. Yılda kaç kitap okuduğumuzu sorgulasak en güzel cevabı bulacağımıza inanıyorum. Maalesef toplum olarak yanlış bildiğimiz boş zamanda kitap okuma alışkanlığı bizi aslında kitap okuyacak vakit bulamıyorum cümlesine getiriyor. Boş zamanda değil, olması gereken zamanda kitap okumalı, araştırma yapmalı; bu olgu, toplum olarak özümsememiz gereken bir his olmalıdır. Tabii ki bu olgunun yerleşmesi bir süreçtir ve bu süreç aslında anne karnında çocuğumuza kitap okuyarak başlar. Toplumsal zeka, gerçekte toplumun kitap okuma alışkanlığıyla bir bakıma paralel gider çünkü ne kadar kitap o kadar bilgi o kadar çözümleme ve değerlendirme demektir.
Kitap okuma alışkanlığında dikkat edilmesi gereken bir husus da, bireylerin bulunduğu yaşa hitap eden değişik kitap türleriyle desteklenmesidir. Okul öncesi çocuğuna boyamalı bir hikâye kitabı alınabilir. Ona boyamadan sonra sayfada ne anlatılmak istendiği sorulabilir. İlkokul çağındaki bir çocuğa okuduğu kitap adları bir deftere yazdırılabilir, yazarı sorulabilir veya kısaca özetlemesi istenebilir. Bunlar çocuğun iç dünyasında kitabın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu kavratabilecek etkinliklerdir. Bu etkinlikleri yaş gruplarına göre elbette çoğaltabilir ve uygulayabiliriz.
Yazımın en başında da dediğim gibi üniversiteler açarak topluma kitap okuma alışkanlığı kazandırılmaz. Oralarda ancak kazanılmış yeteneklerin gelişmesi sağlanır. Okuma alışkanlığı evinizin bir odasındaki kütüphaneden tutun da şehirlerde açacağınız kütüphanelerin okuma salonlarıyla kazanılır.
Emeğinize sağlık hocam. En büyük eksigimizi kaleme almışsınız.
Gerçekten MükemmelOkumayı bildigimiz gibi keşkede uygulamayı bilsek daha iyi olacak . Emeğinize sağlik hocam
Ellerine sağlık Ömer hocam. Eğitimle ilgili güzel, farklı bir bakış açısı.
Kaleminize sağlık tebrikler çok güzel bir yazı olmuş
Kaleminize sağlık tebrikler çok güzel bir yazı olmuş
Kaleminize sağlık tebrikler çok güzel bir yazı olmuş
Tebrik ederim Hocam çok güzel tespitler.Ilk Vahiy Ikra değil mi?Emeklerinize sağlık, yazılarınızın devamını bekliyorum.
Eğitimin önemli sorunlarından birine değinmişsiniz kesinlikle katılıyorum kaleminize sağlık