Hayırlar sadece insanlara yapılmaz.
Olgun bir insan, hayrı bütün canlılara yapar. Bizim evliyâullah büyüklerimiz insanlara hizmet ettikleri kadar hayvanlara da, çevreye de hizmet etmişler. Hasta hayvanlara bakmışlar, göç edemeyen leylekler için vakıflar kurmuşlar. Kuşlar için yaptırdıkları taş binalarının, köşklerinin köşelerine kuş köşkleri, küçücük evcikler yapmışlar. Serçeler, kuşlar orada yuva yapıyorlar, cıvıl cıvıl ötüşüyorlar...
Yaralı köpeklere, hasta kedilere bakmışlar. "Karınca bile ezmemek…" bizim dilimize bir tabir olarak girmiş.
Ne kadar güzel duygular!
Ayrıca İslâm'ın bitkilerle ilgili çok güzel emirleri var. Mesela hacı ihrama giriyor. Mukaddes yerlere vardığı zaman yapmaması gereken birçok yasak var. Onlardan birisi de Harem-i Şerîf'in otlarını yolmamak, ağaçlarını kırmamak, koparmamak, kesmemek; yeşilliği yok etmemek!
Hac gibi önemli bir hizmette ne kadar güzel, ince bir şey! İnsan bundan, çok dersler çıkartılabilir. İnsan; "Ben İslâm'ın beş emrinden birisi olan haccı yaparken Harem-i Şerîf'in otlarını bile yolamıyorum, ağaçlarını kıramıyorum, kesemiyorum. Demek ki onları hiçbir zaman yapmamam lazım." diye ders çıkartabilir.
Çünkü çevrenin güzel olmasını, bitkilerin korunmasını, ağaçların, yeşilliğin çok olmasını çok candan istiyoruz. Çevremizi yeşillikler içinde görmek istiyoruz. Yeşili seviyoruz.
O bakımdan hayır sadece insanoğluna olmaz; insan başka mahlûklara da hayır yapar. Atına iyi bakar, dövmez. Koyununa, kuzusuna, kedisine, köpeğine iyi bakar... Çevresinde ağaç diker… O ağaçların çok sevabı var; meyvesi yendikçe, gölgesinde oturuldukça diken insan sevap kazanıyor.
Böylece insandan başlayarak insanın çevresindeki canlı varlıklara, bitkilere, ağaçlara, çevreye kadar yayılan sonsuz, bitmeyen bir liste halinde hayırlar yapmaya çalışacağız. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de;
"Hayır yapın ki felah bulasınız; felaha eresiniz, iflah olasınız."
Onun için amacımız, kalbimiz hayır yapma duygusu ile dolu olsun, kafamız hayırlarla dolu olsun. Hayrın planlı yapılması çok önemli!
Allah'tan dileğimiz; bizi hayırları yapmaya muvaffak eylemesidir. Çünkü o gücün, kuvvetin sahibi O'dur. O nasip ederse hayır yapabiliyoruz.
Hayır yapmanın insana sağladığı pek çok fayda var. En önemlisi;
"Ey Âdemoğlu! Hayrı işle çünkü hayır cennetin anahtarıdır ve cennete sevk eder."
"Kötülükten de sakın, kendini koru, içtinap eyle." "Çünkü o da cehennemin anahtarıdır." "O da insanı cehenneme götürür." buyurmuş.
Şer de çok çeşitlidir. Şerlerin de listesi sonsuzdur. Dibi [sonu] görünmeyen uzun bir liste halindedir ama bütün şerlerin başı küfürdür, Allah'a inanmamış olmaktır. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de Allah buyuruyor ki;
"Allah her günahı affeder ama kendisine şirk koşulmasını affetmez!"
Gene bir inanç var.
En büyük kötülük Allah'ı kabul etmemektir. Allah bunu affetmeyeceğini bildiriyor çünkü Allah'ın varlığı o kadar âşikârdır ki aslında her şey Allah'ın varlığına şahitlik ediyor. Kendi kendine olmayan her şey mutlaka onu olduranın eserini gösterir! Çiçek, tohum, ağaç, yaprak, kuş, böcek, canlı, cansız, molekül, yer, gök, yıldız, ay, güneş… her şey Allah'ın varlığını gösteriyor. Çünkü bunlar kendi kendilerini meydana getirmiş değil, biz de kendi kendimizi meydana getirmiş değiliz, biz de mahlûkuz.
Bizi; bir büyük kudret yaratmış, hem de ne güzel yaratmış! Hamd ü senâlar olsun! Ne güzel kabiliyetler vermiş, insanoğlu kâinata sahip; havalara, denizlere, karalara, yerin altına, üstüne, suların altına, üstüne elini uzatıyor ve erişebiliyor. Onu, muazzam bir zekâ ile yaratan takviye eylemiş.
Her şey (fizik mühendislerini hayran bırakan, kimyagerleri şaşkına çeviren, astronomları hayretlere düşüren, âlimleri âşık eden, bayıltan bu kadar mükemmel kanunlar) planlı ve programlı. Kâinatın bu kadar güzel bir düzeni varken, her şey dakik, her şey tıkır tıkır çalışmakta iken onun yaratıcısını bilememek, bulamamak çok büyük bir mahrumiyet, ayıp, küstahlık, çok büyük bir akılsızlık olduğundan Allah bunu affetmiyor!
Ancak Allah dünyada kendisini inkâr edenin rızkını kesmiyor. Nihayetinde burası bir imtihan yeri. Allah yarattığı kâinatın içinde bir zerre olan insanın kendisine isyanını hemen cezalandırmıyor ve mühlet veriyor ama ihmal de etmiyor...
Selam olsun hakikat yolunun erlerine...
Yorum Yazın